BAB Architects’ten Medya Merkezlerine Yeni Nesil Yaklaşım

 

Ulusal ve uluslararası alanda gerçekleştirdikleri farklı ölçeklerdeki ödüllü mimari ve iç mimari projeleriyle tanınan BAB Architects, medya merkezlerinin mimari tasarım sürecinde dikkat edilmesi gereken noktalar konusunda yenilikçi, sürdürülebilir ve fonksiyonel çözüm önerilerinde bulunuyor.

Mimar İrem Arıbaş, İç Mimar Hüseyin Beş ve İç Mimar & Set Tasarımcısı Yurdaer Beş liderliğindeki BAB Architects medya merkezi tasarlarken ilk adımın, işlevsel akışı doğru kurgulamak ve farklı kullanıcı gruplarının ihtiyaçlarını net biçimde analiz etmek olduğunu belirtiyor. Haber üretim süreçlerinin hızlı, yoğun ve eşzamanlı ilerlediğini hatırlatarak mekanların bu dinamizme uyum sağlamasının kritik bir öncelik olduğunu söylüyor. Disiplinler arası ekiplerin dönüşümlü olarak 7/24 aktif çalıştığı bu yapılarda, tasarımı bir bütün haline getiren parametrelerin eksiksiz bir şekilde çözümlenmesi gerektiğini ifade eden BAB Architects, doğru bir tasarım desteğiyle sistemin kusursuz işleyebileceğinin altını çiziyor.

Dolayısıyla medya merkezi tasarımlarında işlev, kullanıcı deneyimi ve estetik gibi unsurların bir bütün olarak ele alınması gerektiğini söyleyen BAB Architects kurucularından Mimar İrem Arıbaş, tasarımın insan psikolojisini şekillendirme gücünü her zaman arkasına alan ve projelerinin merkezine yerleştiren bir anlayışla hareket ettiklerine dikkat çekiyor: “Bu yaklaşımda yalnızca mekanın nasıl çalıştığı değil, aynı zamanda nasıl hissettirdiği de önem kazanıyor. Böylece ofis, hayata geçirilen medya merkezlerinde hem üretkenliği destekleyen hem de aidiyet duygusunu güçlendiren mekanlar oluşturuyor.”

Açık planlar, modüler kurgular, altyapı güncellemelerine olanak tanıyan yapısal çözüm sistemleri ve gerektiğinde farklı kullanım senaryolarına uyarlanabilen stüdyoların bu yaklaşımın merkezinde yer aldığını ifade eden İç Mimar Hüseyin Beş ise tüm bu çözümlerin hızlı üretim ritmine uyum sağlamak amacıyla geliştirildiğini şu sözlerle aktarıyor: “Teknolojiyi yalnızca görünmez altyapıda değil, kullanıcıya hissettirmeden konfor sağlayan akıllı sistemler aracılığıyla da ele alıyoruz. Mekanların en az müdahaleyle dönüştürülebilir esnek bir yapıya sahip olmasını, bu sayede yalnızca bugünün ihtiyaçlarına değil, yarının gereksinimlerine de hazır hale gelmesini sağlıyoruz.”

Mekanın içinde uzun saatler geçirildiğinden doğal ışığın mekana maksimum düzeyde alınması, göz yormayan aydınlatma, doğru akustik gibi küçük detayların zihinsel ve fiziksel konforu etkilediğini vurgulayan BAB Architects ortakları, bunların yanında kullanıcının psikolojisini desteklemek amaçlı yeşil dokunuşlar ve doğal malzemeler ile doğanın mekanın içine taşınması gerektiğine dikkat çekiyor. Farklı ruh hallerine ve çalışma biçimlerine de alan açmak için mekanları esnek bir şekilde kurgulamaya çalıştıklarını söyleyen Mimar İrem Arıbaş, hibrit ve bölümlenmiş alan planlamasına aynı anda başvurarak odaklanma ve hızlı iletişim imkanlarına birlikte yer verdiklerine değiniyor.

Buna ek olarak, kamusal alanların kurum kimliğini en güçlü şekilde yansıttığını ve çalışanlara nefes alma imkanı sunduğunu vurgulayan Arıbaş çok yönlü bir iç mekan planlamasının önemine de şu sözlerle dikkat çekiyor: “Basın toplantısı salonlarının güçlü bir teknolojik altyapı ile donatılması, medya merkezinin kalbi olan yayın stüdyolarında dijital LED ekranların kullanımı ve kurumsal kimlik ile manifestoyu öne çıkaran grafiklerin tasarıma entegre edilmesi, yapının hizmet amacına uygun olarak güvenilir ve sağlam bir duruş sergilemesi açısından kritik unsurlar olarak öne çıkıyor. Dinlenme alanlarında işlevselliği sosyal etkileşimle birleştirerek, özenle tasarlanmış peyzaj alanları ve kültür, sanat ile edebiyatın entegre olmasına imkan tanıyan informal oturma köşeleri ve açık mutfaklı rekreasyon alanları sayesinde çalışanların bir araya gelmesini ve iletişim kültürünün güçlenmesini destekliyor.”

Sürdürülebilirliğin değer üreten bir planlamanın ve aynı zamanda estetiğin yapı taşlarından biri olduğunu söyleyen BAB Architects, doğal ışıkla aydınlanan bir mekanın sadece enerji verimli olmadığını aynı zamanda kullanıcıyı da iyi hissettirdiğini belirtiyor. Medya merkezleri gibi son derece yoğun çalışma ortamlarında motivasyonu, dikkati ve aidiyeti kaybetmeden performans sergileyebilmenin yapı tasarımının sağladığı psikolojik destekle doğru orantılı olması gerektiğine dikkat çekiyor. Malzeme seçiminde doğal ürünler ve iç mekanda yeşil mimarinin gücünün önemli bir etken olmasının yanında; cephe çözümlerinde ısı kaybını azaltmak, akıllı sistemlerle enerji yönetimi sağlamak ve bu sistemlerin kullanıcı üzerindeki yükünü hafifleterek sunduğu zaman ve uzun vadeli mali kazançların, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde önemli katma değerler yarattığını vurguluyor.

Hızla değişen çağa uyum sağlayabilen esnek çözümlerle üretilmiş bir proje ise bir medya merkezinin olmazsa olmazıdır diyen BAB Architects, bunların ötesinde ekip olarak sürdürülebilirliği bir vizyon kalitesi; ayrımsız her projede onay aşamasında masaya getirdikleri ve getirmeye devam edecekleri bir sorumluluk meselesi olarak gördüklerinin altını çiziyor.

 

Proje Bilgi Formu

Bu projeyle ilgili daha fazla bilgi almak ister misiniz?
Formu doldurun, mesajınızı proje sahibine iletelim.

    Önceki yazıBİZİM EVLER, YAPAY ZEKAYLA HAZIRLANAN İKİNCİ REKLAM FİLMİYLE YENİDEN SAHNEDE
    Sonraki yazıElmas Kule’de 3. etap teslimleri tamamlandı