Döviz kurlarındaki artış konut sektörünü nasıl etkiledi?

Türk Lirası’ndaki değer kaybından en olumsuz etkilenen sektörlerden biri oldu. maliyetlerinin çoğu döviz cinsinden olan inşaat sektörü.

Sektördeki son gelişmeleri aktaran İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar‘a göre ise sadece demirin bir tonluk fiyatı bir senede 5 bin liradan 12 bin liraya çıktı. Bu da yaklaşık yüzde 150’lik bir artış anlamına geliyor.

Ayatar, inşaat malzemelerindeki fiyat artışları ile ilgili şunları söyledi: “TÜİK her yıl inşaat maliyetleri üzerinden değişim oranlarını açıklıyor. Buna göre geçen yılın aynı ayına göre yüzde 42’lik bir artış var. Bu tabii TÜİK’in açıkladığı değer. Piyasa baktığımızda ise demirin tonunun fiyatının 12 bin lira olduğu görülüyor. Geçen yıl 5 bin lira civarındaydı. Beton keza öyle. İnşaat malzemelerinin çoğu yurtdışından geldiği için döviz kurlarından doğrudan etkileniyor. Çatı kaplamasından, pencereden PVC’ye kadar hepsinin fiyatı döviz kurlarından etkileniyor. Dolayısıyla inşaat malzemeleri fiyatlarında çok ciddi anlamda artış yaşandı.“

“Krizin eşiğinde değil içindeyiz”
İnşaat sektöründe böyle bir dönem görmediklerini söyleyen Ayatar, sözlerine şu şekilde devam etti: “Geçen aylarda inşaat müteahhitleri çimento fiyatlarındaki artışla ilgili bir eylem yapmıştı. Artık iş yapamaz konuma geldiklerini ve bir süre sonra işçi çıkarmak zorunda kalacaklarını belirtmişlerdi. Sadece piyasaya iş yapan değil kamuya iş yapan müteahhitler için de bu durum geçerli. Döviz kurundan kaynaklı artışın sonucunda, imza attıkları sözleşmelerdeki maliyetle inşaata başladıkları zamandaki maliyet aynı olmuyor. Hammaddenin dövize endeksli olması maliyetleri doğrudan artırıyor. Bu durum sektörde bir belirsizlik ve güvensizlik ortamı yaratıyor. Bu durum malzeme satanların da ‘Satmayıp biraz daha mı beklesem?’ demelerine yol açıyor. Çünkü döviz kurunda sürekli ve her gün artış var. Böyle bir dönem yaşamamıştık. Ciddi bir krizin eşiğinde değil içindeyiz. Bu kriz artık çok net bir şekilde görünür halde.”

Ayatar’ın kurlardaki yükselişin sürmesi halinde oluşacak durumla ilgili görüşleri ise şöyle: “Kurlardaki artış devam ederse bu işsizliği de beraberinde getirecek. Veyahut artış, güvencesiz çalışmaya yol açabilir. Dolayısıyla bu koşular devam ettiği takdirde parlak bir gelecek görünmüyor maalesef. İnşaat sektörü hem ekonomiden doğrudan etkilenen hem de ekonominin ciddi anlamda dayandığı bir sektördür. Özellikle konut sektörü iç pazara endeksli ancak kurlara bağımlı bir yapısı var. Bu koşullar altında sektör gitgide daha kırılgan hale geliyor.”

“Ücretli kesimin konut sahibi olması artık hayal”
Ayatar’a göre ücretli çalışanların ev sahibi olma imkanları da giderek düşüyor.“Biz de kentsel altyapıdan ziyade ağırlıklı olarak konut inşa ediliyor. Bu büyük konut inşaatı sektöründe belli bir istihdam da sağlanıyor. Son bir seneye baktığımızda konut satışlarının ağırlıklı olarak ikinci el gerçekleştiği görülüyor. Satışların yaklaşık yüzde 70’i ikinci el. Burada konut satışlarının sınıflandırıldığı bir diğer nokta ipotekli ve doğrudan satışlar. İpotekli satışlarda da bir azalma var. Bu ücretli kesim yüksek faizli borçlardan kaçınıyor. Dolayısıyla krediyle de olsa ipotekli de olsa konut alımı ücretli kesim tarafından gerçekleştirilemiyor. Konut satışlarının azalması da kiraların artmasına yol açıyor. Bu bir nevi bir sarmal. Ücretli kesimin konut sahibi olması artık hayal.”

Proje Bilgi Formu

Bu projeyle ilgili daha fazla bilgi almak ister misiniz?
Formu doldurun, mesajınızı proje sahibine iletelim.

    Önceki yazıDOĞRU VE EKONOMİK ISITMADA TERCİH: RADYANT SİSTEMLER
    Sonraki yazıArsalara rekor talep!