KALEBODUR’LA MİMARLAR KONUŞUYOR’UN KONUĞU MİMAR SELÇUK AVCI OLDU

Selçuk Avcı: “Mimarlık ofislerinin fiziksel adresi önemini yitiriyor,
yerellik kavramı değişiyor.”

Kalebodur’la Mimarlar Konuşuyor’da Prof. Dr. Abdi Güzer’in Ocak ayı konuğu, Londra’da 1988 yılında kurduğu Avcı Architects ile İngiltere’nin yanı sıra birçok ülkede önemli projeler yürüten ve tasarımlarında sürdürülebilirliği ön planda tutan Mimar Selçuk Avcı oldu.

Kalebodur’un, mimarlık sektörünün gelişimine katkıda bulunmak amacıyla hayata geçirdiği, mimarlığı anlama ve dünyada ses getiren mimarları yakından tanıma imkânı sunan ‘Kalebodur’la Mimarlar Konuşuyor’, Avcı Architects’in kurucusu Mimar Selçuk Avcı’yı ağırladı.

Mimarlık eğitimi süresi, profesyonelleşme ve yerellik kavramının değişimin tartışıldığı söyleşide Abdi Güzer’in sorularını yanıtlayan Selçuk Avcı, ulusal ve uluslararası ölçekte yürüttüğü güncel mimari ve kentsel tasarım projelerinin yanı sıra, mimarlık ofislerinin sürdürülebilirlik, yerellik ve finansman konularındaki etkisi ve özgünlüğü üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Celal Abdi Güzer: “Senin konumun bana tam da yeni dünya düzenini temsil ediyor gibi geliyor. Çünkü birçok mimarlık ofisi aslında “asıl merkezi neresi, nereye iş yapıyor” konularında belirsiz. Zorunlu bir adres olmaksızın var olabiliyor. Uzak Doğu’da, Orta Doğu’da, Afrika’da, Avrupa’da iş yapan birçok şirket, aslında o coğrafyada şirket olarak var olmuyorlar ama oralarda proje yapıyorlar. Dolayısıyla adresinin olduğu yerin çok önemi kalmıyor diye düşünüyorum. Bu aynı zamanda mimarlık pozisyonunu ve anlayışını da etkiliyor mu?”

Selçuk Avcı: “Bence mimarlık, yerellikle bağlı olmalı. Bir şekilde o yerle bir bağlantı kurmanız gerekiyor. Fakat orada olmak gerekiyor mu? Bence gerekmiyor. Yani bir işi üretmek için orada olmak gerekiyor mu? Bence hiçbir şekilde buna gerek yok. Bunu kendi açımdan söylüyorum. Farklı mimarlar farklı düşünüyorlar. Mesela benim oğlum Altan da mimarlık okudu. Benim ayak izlerimi takip etmek niyetinde değil. “Ben bir yerde kalmak istiyorum” diyor resmen. Onun yeri de Ljubljana.”

Celal Abdi Güzer: “İngiltere’nin modern mimarlığın, çağdaş mimarlığın merkezi gibi bir algısı vardı. Bu bir yandan tabi oradaki mimarlar ve onların öncü üretimleri ile, öte yandan okullar ile, bir de tabii mimarlık tarihi yazımının köklü olarak var olduğu coğrafyalardan bir tanesi olduğu için belki, coğrafya dağıldı biraz ama öyle bir merkezi etkisi var gibi düşünüyorum. İngiltere’nin mimarlıktaki rolü ile ilgili senin yorumun nedir?”

Selçuk Avcı: “İngiltere, sadece mimarlık alanında böyle değil. Anglosakson mantalitesinin oturmuş olduğu bölgelerde bu bağlam doğru. Yani bir eleştiriyi kişisel boyutlara taşımayarak o eleştiriyi yapabilmek ve ondan bir şey çekmek. Sayabileceğiniz değerli sektörlerde neden önde geliyor, çünkü orada insanlara değer veriliyor.”

Proje Bilgi Formu

Bu projeyle ilgili daha fazla bilgi almak ister misiniz?
Formu doldurun, mesajınızı proje sahibine iletelim.

    Önceki yazıAKFEN’İN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÇALIŞMALARI BAŞVURU YAPILAN İLK YILDA B NOTUNA ULAŞTI
    Sonraki yazıTezmaksan yatırımlarıyla Anadolu ile Avrupa’yı birbirine bağlayacak