​Kentsel dönüşüm kanseri nasıl tetikliyor?

Kentsel dönüşüm kapsamında İstanbul’un pek çok ilçesinde afet riskli alanlarda binalar yıkılırken yeterli tedbirin alınmaması büyük bir tehlikeyi beraberinde getiriyor. Özellikle eski binaların çoğunda (hem beton malzemeleri hem iç malzemeler) kanserojen madde olan asbestin kullanıldığı biliniyor. Bu madde, binalar yıkılırken kristal iğnecikler şeklinde toz halinde havaya dağılıyor.

Taraf’tan Güler Yılmaz’ın haberine göre, Bölgede bulunan kişiler solunum yaptıkça madde akciğerlere yerleşiyor ve kansere yol açabiliyor. Yıkılan binalarda asbest ve benzeri kimyasalların varlığı konusunda yıkım öncesi bir tespit yapılmalı. belediyeden bilgi gelmiyor Bu konuda bir yönetmelik de mevcut. Kentsel dönüşüm projelerini yürüten Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na asbest kullanımı ile ilgili bilgi verilmesi gerekiyor. Bilgiyi verecek kurum ise belediyeler. Ancak belediyelerden sağlıklı bilgi alınamadığı için Bakanlığın elinde denetim raporu ve istatistiki bilgi bulunmuyor. Dolayısıyla yıkımda alınması gereken tedbirler de alınamıyor.

Yıkımın son derece vahşi şekilde yapıldığını söyleyen CHP İstanbul Milletvekili Haluk Eyidoğan, “Sözüm ona bazı koruma önlemleri alınıyor ama yeterli değil. Bina yıkılırken hortumla su sıkılıyor. Bütün toz şehre yayılıyor” dedi. Eyidoğan, “İstanbul atmosferinde şu anda bu yıkımlardan dolayı ne kadar asbest var, ne kadarı dağılıyor, insanlar üzerindeki etkisi ne” bunların bilinmediğini söyledi. örtü yapmak yetmez Bu konuda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na soru önergesi sunduğunu, asbest kullanımıyla ilgili istatistiki veri olmadı yönünde cevap aldığını belirten Eyidoğan, “Bilgi, belge yoksa denetimi nasıl yapacaksınız, neye göre tedbir alacaksınız” diyor.

Mevcut durumu ve alınması gereken tedbirleri ise şöyle anlatıyor; “Yıkıma başlamadan önce bir teknik ekip gelir ve bütün malzemeyi gözden geçirir. Asbest var mı yok mu bakar. Asbestin varlığı çok kolay anlaşılır. Varsa, hafriyatın özel maskeli giyimli kişilerce toplanıp stoklanıp bertaraf tesislerine götürülmesi lazım. Bazısı etrafa örtü yapıyor ama o toz kalkıp her yere gidiyor. Kesinlikle hem kontrol yapılması hem de yıkım sırasında yağmurlama yapılması gerekiyor.” Bertaraf tesisleriyle ilgili de bilgi veren Eyidoğan bu konuda şunları söyledi; “Belediyeler nasıl ki her türlü atık için bertaraf tesisi kuruyorsa, asbest için de kurmalı. Ama benim bildiğim kadarıyla yok. Tespitini yapmadığınız şeyi bertaraf edemezsiniz ki. Bakanlık, soru önergeme verdiği cevapta belediyelerden kimyasallara ilişkin sağlıklı bilgi gelmediğini açıkça söylemişti. Asbesti tespit edemeyen, bunun için binalara özel ekip göndermeyen bir belediye nasıl bertaraf tesisi kuracak? Ben İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne soruyorum böyle bir tesis var mı?”

Proje Bilgi Formu

Bu projeyle ilgili daha fazla bilgi almak ister misiniz?
Formu doldurun, mesajınızı proje sahibine iletelim.

    Önceki yazıİnşaat sektörünün liderleri dönüşümün hızlandırılmasını istiyor
    Sonraki yazıDubai, kentsel dönüşümde Gaziosmanpaşa’yı örnek alıyor
    Yıldıray Gökkaya
    1975 İzmit doğumlu, 1996 İstanbul Üniversitesi mezunu, emlakrotasi.com.tr'nin kurucusu ve yayın yönetmeni. YeniBirlik Gazetesi Ekonomi ve Emlak Editörü.