CHP referandumun iptalini istedi

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, (Halk oylamasında mühürsüz oy pusulalarının kullanılması) Meşruiyet tartışmasını sona erdirecek ve milleti hukuk ekseninde rahatlatacak tek bir karar vardır, seçimin YSK tarafından iptal edilmesidir. Hem ilçelerdeki seçim kurullarına hem de YSK’ye eş zamanlı olarak itirazlarımızı yapacağız. Oradan alınacak sonuca göre de anayasa yargısı ve AHİM de dahil olmak üzere her noktaya gideceğiz” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, halk oylamasında mühürsüz oy pusulalarının kullanıldığını, gelinen aşamada Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) bunu tespit etmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek, “Meşruiyet tartışmasını sona erdirecek ve milleti hukuk ekseninde rahatlatacak tek bir karar vardır, seçimin YSK tarafından iptal edilmesidir.” dedi.

Tezcan, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, halk oylamasına yüzde 87’lik bir katılım göstererek “evet” veya “hayır” oyu veren bütün vatandaşlara teşekkür etti.

Tartışmalı bir referandum oylaması ve sayımın sonucunda, gayrı resmi rakamlara göre yüzde 51 “evet”, yüzde 49 “hayır” oyunun çıktığını anımsatan Tezcan, başından beri adaletsiz bir kampanyanın yürütüldüğünü, OHAL koşullarında “evet” propagandasının serbest, “hayır” propagandasının ise yasak olduğunu savundu.

Tezcan, bir anlamda “evet”in devlet, “hayır”ın ise millet kampanyası olduğunu ileri sürerek “Bu ‘hayır’ların anlamı ve değerinin çok büyük olduğunu biliyoruz ve ‘hayır’ diyen vatandaşlarımıza ayrıca teşekkür ediyoruz. Kamu vicdanında, devletin ‘evet’ kampanyasına karşı, kamu vicdanında milletin ‘hayır’ kampanyası kazanmıştır.” dedi.

Referandumda geçtiği iddia edilen değişiklik metninin bir “toplumsal yarılma metni” olduğunu öne süren Tezcan, şöyle devam etti:

“Anayasalar, toplumsal uzlaşma metinleridir. Oysa bu metin daha şimdiden bir toplumsal yarılma metni olarak tarihe geçecektir. Anayasa değişikliklerinin toplumsal uzlaşma metinleri olmaları zorunlu olduğu için ancak büyük mutabakatlarla ve toplumsal uzlaşmayla geçebilir. Yoksa millet ve tarih önünde sürekli tartışılır ve tartışılacaktır.”

Tezcan, 1961 Anayasası’nın yüzde 61, 1982 Anayasası’nın ise yüzde 91,4’le kabul edilmesine rağmen tartışılıp, toplumsal vicdanda kabul görmediğini ifade ederek OHAL şartları altında yapılan bu referandumda toplumun bir yarısının onayını almayan böyle bir değişikliğin, kamu vicdanında, siyaset arenasında, toplumsal alanda çok ciddi bir tartışmayla doğduğunu savundu.

Bu referandumun “açık oy, gizli sayım” esasına göre yapıldığını iddia eden Tezcan, “vali, kaymakam ve güvenlik güçlerinin Şanlıurfa, Erzurum, Bitlis, Muş, Ağrı gibi birçok ilde vatandaşı açık oylamaya zorladığı” şikayetleri geldiğini, bunu YSK’ye ilettiklerini dile getirdi.

– “Tarihe, ‘sopalı seçim’ olarak geçecektir”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun 10 Nisan 2017’de yaptığı açıklamada “sayımların gizli yapılacağı”nı söylediğini ileri süren Tezcan, yaptıkları itiraz üzerine YSK’nin “Seçim bizim kontrolümüzde yapılacaktır.” dediğini anlattı.

Sayım başladığından itibaren Türkiye’nin her yerinden “gizli sayım yapıldığı” şikayetlerinin geldiğini aktaran Tezcan, YSK’ye bu konuda itirazda bulunduklarını bildirdi. Bunun üzerine YSK’nin saat 17.21’de “Sayım, döküm işlemlerini siyasi parti müşahitlerinin ve o sandıkta yer alan seçmenlerin izlemelerine imkan sağlanması gerekmektedir.” diye görevlilerine mesaj attığına işaret eden Tezcan, bunun “gizli sayım” yapıldığının delili olduğunu savundu.

Tezcan, Doğu ve Güneydoğu’daki sandıkların 16.00’da açıldığını, YSK’nin mesajı geldiğinde buralardaki sayımların tamamlandığını belirterek  şunları söyledi:

“Bunların özellikle 2017 Anayasa referandumunun, tarihin yeniden tekerrür ettiği bir referandum olmasını ne yazık ki ortaya çıkarmıştır. 2017 referandumu, 2017’nin sopalı seçimi olarak geçecektir tarihe. Bu referandum, açık oy, gizli sayım ilkesinin uygulandığı, 2017 yılının sopalı seçimi olarak tarihimizin kara sayfasında yerini alacaktır. YSK, güvenli bir seçim yapamamıştır, yapmamıştır, yaptırmamıştır. YSK’nin görevi seçimlerin yargı gözetim ve denetimi altında yapılmasını güvence altına almaktır. YSK, bu seçimlerin, referandumun, iktidar gözetim ve denetiminde yapılmasının güvencesi ve aracı olmuştur.”

– Görüntüleri izletti

OHAL döneminde yayımlanan kararnameyle medya denetimi olmayan, dengesiz bir yarışın önünün açıldığını, bunu YSK’nin kabul ettiğini ileri süren Tezcan, kanuna açıkça aykırı olmasına rağmen, YSK’nin mühürsüz oy pusulaları ve zarfları geçerli kabul ettiğini vurguladı.

Tezcan, 298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanun’un 101 ve 98. maddesine atıfta bulunarak arkasında sandık kurulu mührü bulunmayan oy pusulaları ve çift mühür olmayan zarfların geçersiz sayılacağının açıkça hükme bağladığını ifade etti.

YSK’nin sayım sırasında bunları geçerli sayarak “maç başlarken kural değiştirdiği” iddiasında bulunan Tezcan, bunu AK Parti temsilcisinin itirazı üzerine yaptığını anlattı. Tezcan, “Biliyoruz ki o ana kadar yapılan sayımlarda ve oylama sırasında ‘hayır’ oylarının ‘evet’ oylarını geçtiğinin hissedilmesi üzerine yapılan bir itirazla sayım sırasında bu karar alınmıştır. Bu açık bir şekilde seçimin meşruiyetine gölge düşüren bir tutumdur.” görüşünü savundu.

Tezcan, oy pusulaları ve zarflarının mühürsüz olarak geçerli sayılmasının, siyasi partilerin sandık kurullarına üye vermesi hükmünü fiilen anlamsız hale getirdiğini ileri sürerek YSK’nin sahte oyların önlenmesi için getirilen bir kanun hükmünü uygulamayarak sahte oyları geçerli hale getirecek bir düzenlemenin yolunu açtığını iddia etti.

Basın toplantısı yaptığı salonda kurulan televizyondan, “bir sandıktan çıkan mühürsüz oyların, sandık kurulunca usule aykırı olarak mühürlediği” iddialarını içeren görüntüleri izleten Tezcan, bu görüntülerle ilgili yasal süreci başlattıklarını da bildirdi.

– “YSK, hükümete sahip çıkmıştır”

YSK’nin “tercih” mühürlerinin kullanılacağını genelgeye bağlamış olmasına rağmen, oylama sırasında “evet” mühürlerinin de geçerli olacağı kararını verdiğini anımsatan Tezcan, “Son noktada YSK, bu referandumda, ‘Bizi buraya getiren irade bunu istiyor’ demiştir. Millet oyuna sahip çıkarken YSK hükümete sahip çıkmıştır.” dedi.

Tezcan, bu anayasa değişikliğinin meşruluğunun sürekli tartışılacağını ileri sürerek kamu vicdanında “hayır”ın önde olduğu ve toplumun bu anayasa değişiklik teklifini kabul etmediğinin çok açık şekilde ortaya çıktığını savundu.

Tezcan, şöyle konuştu:

“Şaibeli ve hileli yollarla bütün itiraz süreçleri tamamlandıktan sonra da hukuka, usule ve meşruiyete aykırı bir şekilde ‘Bu sonuçlar geçerli’ diye ilan edilebilir YSK tarafından ancak bu ilan, bu anayasa değişikliğinin sadece meriyetine yarar, meşruiyetine yaramaz. Yani sadece anayasa değişikliği yürürlüğe girer, meri olur ama meşru olmaz ve büyük bir meşruiyet tartışmasının kapısı açılır.

Bu, devlet ve toplum yaşamımızda bir toplumsal mutabakat metni değil, bir toplumsal yarılma metni olarak kalır ve yerini alır. Böylesi bir teklifin, milletin özgür ve demokratik iradesiyle değil meşruiyeti tartışılan, şaibeli ve hileli bir yolla dayatılmasını kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz. Buna karşı hem hukuk hem demokrasi zemininde mücadelemiz devam edecek. Türkiye bu sorunu hukuk zemininde çözmezse, önümüzdeki süreç ciddi bir meşruiyet tartışmasının büyüdüğü bir süreç olacaktır ve bu değişiklik toplumsal huzura değil, sıkıntıya sebep olacaktır.”

– “Hazırlık yapıyoruz”

Tezcan, açıklamasının ardından soruları yanıtladı. “CHP ne istiyor? Referandumun yenilenmesini mi istiyor?” sorusu üzerine Tezcan, YSK’nin mühürsüz oy pusulalarının kaç tanesinin mühürsüz olduğunu tespit etmesinin mümkün olmadığını söyledi. 165 bin sandığın tamamının bu tip oy pusulalarıyla malul durumda olduğunu savunarak “Meşruiyet tartışmasını sona erdirecek ve milleti hukuk ekseninde rahatlatacak tek bir karar vardır, seçimin YSK tarafından iptal edilmesidir. Asıl olan, bu seçimin iptal edilmesidir.” dedi.

“CHP’nin siyaseten ne yapacağı merak ediliyor. Hukuki yollar bittiğinde, CHP bu değişikliğe nasıl direnecek ve Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ne yapacak?” sorusuna karşılık Tezcan, CHP olarak ilk önce süreli olan itirazları yapacaklarını, eş zamanlı olarak siyasi çıkış ve duruşa da göstereceklerini aktardı.

Tezcan, “İtirazlarınızı nasıl yapacaksınız?” sorusuna, “Hem ilçelerdeki seçim kurullarına hem de YSK’ye eş zamanlı olarak itirazlarımızı yapacağız. Oradan alınacak sonuca göre de anayasa yargısı ve AİHM de dahil olmak üzere her noktaya gideceğiz.” yanıtını verdi.

“YSK’ye iptal başvurunuzu ne zaman yapacaksınız?” sorusu üzerine Tezcan, hazırlıklarını yaptıklarını, tamamlandığında başvurunun gerçekleşeceğini dile getirdi.

Tezcan, “AGİT’le bir temasınız olacak mı?” sorusunu yanıtlarken “AGİT kendi işini yapsın, biz kendi mecramızda yürüyoruz.” dedi.

Tezcan, “Bu itiraz süresinde vatandaşlar ne yapsın?” sorusuna karşılık, “Siyasi mücadele, demokrasi mücadelesi ve hukuk mücadelesi mutlaka vatandaşı kavgaya çağıracak bir mücadele değildir. Bu mücadeleyi bütün demokratik zeminlerde vatandaşla yapacağız.” görüşünü kaydetti.

Proje Bilgi Formu

Bu projeyle ilgili daha fazla bilgi almak ister misiniz?
Formu doldurun, mesajınızı proje sahibine iletelim.

    Önceki yazıHDP’den referandum açıklaması
    Sonraki yazıDoğu ve Güneydoğu’da HDP’nin oyu eridi
    Yıldıray Gökkaya
    1975 İzmit doğumlu, 1996 İstanbul Üniversitesi mezunu, emlakrotasi.com.tr'nin kurucusu ve yayın yönetmeni. YeniBirlik Gazetesi Ekonomi ve Emlak Editörü.

    YORUM YAZIN

    Lütfen yorumunuzu yazın.
    Buraya adınızı yazın