Prof. Dr. Tanfer Kunt: Uyku apnesi gününüzü mahveder

Huzursuz bir gün geçirmenin sebebi uyku apnesi olabilir. Medicana International İstanbul Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Kunt,”Gün içerisinde uyuklama, reflekslerde azalma, dikkat dağınıklığı yaşama veya huzursuz bir gün geçirmenin sebebi uyku apnesi olabilir. Horlaması ve özellikle apne hikayesi olan hastalara mutlaka uyku laboratuvarı tetkiki yapılmalıdır” dedi.

Medicana International İstanbul Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tanfer Kunt, gün içerisinde uyuklamanın, reflekslerde azalma ve dikkat dağınıklığı yaşamanın veya huzursuz bir gün geçirmenin sebebinin uyku apnesi olabileceğine işaret etti.

Kunt, yaptığı yazılı açıklamada, uyku apnesi ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.

Uyku apnesinin uyku bozukluğu olarak nitelendirildiğini ve horlamanın ileri bir evresi olduğunu aktaran Kunt, horlamanın uyku sırasında hava yolundaki tıkanıklıklara bağlı olarak solunum yolundaki gevşek dokuların titreşimi sonucu ortaya çıkan gürültü olduğunu bildirdi.

Tanfer Kunt, bu gürültünün kişiyi değil daha çok çevresindeki insanları rahatsız ettiğini belirterek, “Uyku apnesi ise horlama sırasında solunumun 10 saniyenin üzerinde bir süreyle durmasıdır. Hatta bir dakikaya kadar giden apneler vardır. Apnenin bitişi sonrası şiddetli bir şekilde horlama tekrar başlayacaktır. Uyku apnesi vücutta bir takım ciddi sistemik problemlere yol açmaktadır.” görüşlerini aktardı.

Apnenin yol açtığı problemler 

Apne sırasında kanda belli bir oranda bulunması gereken oksijen miktarının düştüğünü anlatan Kunt, şunları kaydetti:

“Oksijen miktarı düştüğü anda, reaksiyon olarak kalp, dokulara daha fazla oksijen göndermek için hızlı atmaya başlar. Hızlanan nabız sonucunda ileri dönemde tansiyon yüksekliği ve kalpte büyüme görülmektedir. Beyne giden oksijen miktarında düşme ise mental sorunlara neden olmakta, kalitesiz bir uyku sonrası etkisi ertesi gün görülmektedir. Örneğin gün içerisinde uyuklama, reflekslerde azalma, konsantrasyon güçlüğü gibi sorunlar ortaya çıkar. Huzursuz bir gün geçirmenin de sebebi uyku apnesi olabilir. Çocuklarda ise hiperaktiviteye, geceleri alt ıslatmalara, dikkat dağınıklığına yol açar. Bunların yanında cinsel performansta düşüklük, isteksizlik gibi sonuçlara da yol açabilir.”

Prof. Dr. Tanfer Kunt, uyku apnesine nedeninin temel olarak horlamanın da sebebi olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

“Hava yolundaki obstrüksiyon dediğimiz tıkanmalar buna yol açar. Bu tıkanıklıklar, solunum yolunun başından itibaren ilk olarak burun tıkanıklıkları olarak başlar. Burun etlerinin büyüklüğü, burun kemiğinin eğriliği, geniz etinin büyüklüğü, daha aşağıya doğru inersek yumuşak damağın gereğinden fazla geniş oluşu, küçük dilin büyüklüğü ve uzunluğu, dil seviyesinde ise dil kökünün gereğinden fazla büyük ve geride olması en önemli sebeplerdendir.

Obstruktif (tıkayıcı) bir apnenin erişkin dönemde ortaya çıkmasının en önemli sebeplerinden biri ise aşırı kilodur. Aşırı kilolu ve obez insanlarda hava yolu duvarında yağlanma ve buna bağlı olarak da bu boşlukta bir daralma görülecektir. Bunun sonucu ise apne gelişmektedir. Sonuç olarak solunum yolundaki anatomik yapıdaki bozukluklara bağlı tıkanıklıklara bir de aşırı kilo eklenir ise uyku apnesi kaçınılmaz olmaktadır.”

Apne çeşitleri

Apnenin temel olarak tıkayıcı apne ve nörolojik bozukluklara bağlı santral apne olarak ikiye ayrıldığını kaydeden Kunt, bunların ayırıcı tanısının daha çok uyku laboratuvarı tetkikiyle ortaya çıkarılabildiğini bildirdi.

Tanfer Kunt, apnelerin ayrıca hafif, orta ve şiddetli gibi sınıflamalara tabi olduğu bilgisini de verdi.

“Her horlayan kişinin apnesi vardır” denilemeyeceğini belirten Kunt, “Basit horlamada, kişi sadece horlamaktadır, ancak apne dediğimiz nefes kesilmeleri görülmemektedir. Horlaması olan ve özellikle apne hikayesi olan hastalara mutlaka uyku laboratuvarı tetkiki yapılmalıdır. Bu kayıtlarda apneler tespit edilir ve sayısal olarak değerlendirilir. Bir kişi saatte beşin altında apne geçiriyorsa bu hafif apne olarak değerlendirmektedir.” ifadelerini kullandı.

Tedavi yöntemleri

Apne şiddetine göre tedavi yöntemlerinin değiştiğini bildiren Kunt, şunları kaydetti:

“Hafif derece bir horlamada, uyku apnesi yoksa pozisyon değişikliği yeterli olabilmektedir. Burun içerisine giren havada darlık varsa burun bantları da kullanabilmektedir. Bunun dışında muayeneler sırasında, tıkanıklığı yapan bir neden tespit edilmişse, bu kişilerde horlamanın da şiddeti fazlaysa, anatomik bozukluğun düzeltilmesi gereklidir. Burun kemiğinin düzeltilmesi, burun etinin küçültülmesi, küçük dil ve yumuşak damağın küçültülmesi, çocuklarda geniz etinin alınması ve gerekiyorsa büyük bademciklerin alınması gibi müdahaleler yapılmaktadır. Amaç, hava yolundaki tıkanıklığın açılmasıdır. Bunlar tedavinin ana çatısını oluşturur.

Kişi bütün bunların yanı sıra, aşırı bir kiloya sahipse mutlaka kilo verdirilmesi gerekmektedir. Cerrahi kadar kilo kaybı da tedavi için elzem olacaktır. Kilo kaybı sonunda, genellikle apne ortadan kalkmaktadır. Eğer kişi obezse ve cerrahiden de sonuç alınamayacağı düşünülüyorsa CPAP denilen basınçlı hava veren maskeler uyku sırasında uygulanmaktadır. Bu maskeler, hastaya uyku halinde burun ve ağızdan basınçlı hava vermektedir ve tıkanma bu basınç ile açılmaktadır. Ancak kullanımı kolay değildir.”

Proje Bilgi Formu

Bu projeyle ilgili daha fazla bilgi almak ister misiniz?
Formu doldurun, mesajınızı proje sahibine iletelim.

    Önceki yazıCHP’den Suriye’de güvenli bölgeye itiraz
    Sonraki yazıDuygusal dalgalanmalarla nasıl başa çıkarız?
    Yıldıray Gökkaya
    1975 İzmit doğumlu, 1996 İstanbul Üniversitesi mezunu, emlakrotasi.com.tr'nin kurucusu ve yayın yönetmeni. YeniBirlik Gazetesi Ekonomi ve Emlak Editörü.

    YORUM YAZIN

    Lütfen yorumunuzu yazın.
    Buraya adınızı yazın