Zaman, Cumhuriyet, Radikal, Aydınlık ittifakı

FETÖ, görüşlerine karşı olduğu gazetelerle dirsek temasında bulundu. FETÖ’nün yayın organı olduğu gerekçesiyle kayyum atanan daha sonra kapatılan Zaman gazetesinin eski yönetici ve yazarlarına yönelik yürütülen soruşturma sonucunda hazırlanan iddianamede, FETÖ’nün medya ayağına ilişkin bilgiler yer aldı.
İddianamede, FETÖ/PDY medyasının, yıllardır sözde yayın politikalarına, ideoloji ve görüşlerine karşı olduğu Cumhuriyet, Radikal ve Aydınlık gazeteleri dahil olmak üzere diğer medya kuruluşları ile dirsek temasına geçtiğinin anlaşıldığı belirtildi.
Zaman gazetesinin köşe ve haber yazarlarının da 17-25 Aralık sürecinde olaya müdahil olarak algı mühendisliğine katkıda bulunduğu anlatılan iddianamede, FETÖ/PDY üyesi yargı mensuplarının da Zaman gazetesi aracılığıyla kamuoyunu yanlış yönlendirmeye ve toplumu kışkırtmaya kalkıştığı kaydedildi.
İddianamede, 17-25 Aralık’tan sonra polis teşkilatında FETÖ/PDY üyelerinin tasfiye edilmesi sürecinin başlamasıyla MİT Müsteşarlığına karşı kumpas girişiminde örgüt medyasının etkin kullanıldığı aktarıldı.

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) yayın organı olduğu gerekçesiyle kayyuma devredilen daha sonra kapatılan Zaman gazetesinin eski yönetici ve yazarlarına yönelik yürütülen soruşturma sonunda hazırlanan iddianamede, örgüt medyasının, yıllardır sözde yayın politikalarına, ideoloji ve görüşlerine karşı olduğu Cumhuriyet, Radikal ve Aydınlık gazeteleri dahil olmak üzere diğer medya kuruluşlarıyla dirsek temasına geçtiğinin anlaşıldığı belirtildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından İsmet Bozkurt tarafından hazırlanan ve İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianamenin ayrıntıları belli oldu.

İddianamede, FETÖ/PDY’nin, 2013 yılından itibaren tamamen kontrolden çıkarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ve anayasal kurumlarını ortadan kaldırmayı hedeflerken, medyasının da bu amaca ulaşılabilmesi için üzerine düşen vazifeyi fazlasıyla yerine getirdiği kaydedildi. Örgüt üyelerinin ülke güvenliğinin en hayati kurumlarından Milli İstihbarat Teşkilatını (MİT) hedef haline getirerek emellerine ulaşmaya çalıştığı vurgulanan iddianamede, kamuoyunda “MİT tırlarının durdurulması” hadisesi olarak bilinen operasyonla ilgili detaylar ve hakikatlerin, FETÖ/PDY’nin emelleri uğruna, ülke menfaatleri ve güvenliğini nasıl tehdit ettiği ve hiçe saydığının delili olduğu aktarıldı.

FETÖ/PDY’nin elebaşı Fetullah Gülen’in 25 Eylül 2013’teki “din adına işlenen cinayetler” konulu konuşmasının, 27 Eylül 2013’te Zaman gazetesi başta olmak üzere örgüt medyasında geniş yer bulduğu anlatılan iddianamede, bu temanın, ertesi gün Samanyolu televizyonunda “Şefkat Tepe” adlı dizide “İslamofobi” olarak işlendiği, 30 Eylül 2013’te Zaman gazetesinde ülkeyi terk eden örgüt üyesi Ekrem Dumanlı’nın “İslamofobiyadan Cemaatfobyaya” başlıklı köşe yazısında bu düşünceleri destekler mahiyette ifadeler kullandığı, “Fetullah Gülen güzellemesi” denilebilecek bu yazıda örgüt lideri ve cemaatinin propagandası yapıldığı kaydedildi.

DİRSEK TEMASI

Örgüt medyasının, yıllardır sözde yayın politikalarına, ideoloji ve görüşlerine karşı olduğu Cumhuriyet, Radikal ve Aydınlık gazeteleri dahil olmak üzere diğer medya kuruluşlarıyla dirsek temasına geçtiğinin anlaşıldığı belirtilen iddianamede, 7 Aralık 2013’te gerçekleştirilecek kumpas ve komplolarla başlatılacak operasyonlara dair sinyallerin Can Dündar’ın 3 Aralık 2013’te Cumhuriyet gazetesindeki köşesinde sarf ettiği sözlerin dirsek temasını tartışmaya yer bırakmayacak şekilde kanıtladığı vurgulandı.

İddianamede, “FETÖ/PDY’nin bundan sonra gerçekleştireceği yasa dışı operasyonlar dikkate alındığında, bu ifadelerin tahmin ya da öngörü şeklinde kabul edilmesinin imkansız olduğunu normal zekaya sahip bir insan rahatlıkla değerlendirebilir.” değerlendirmesine yer verildi.

FETÖ/PDY üyelerinin, sözde Selam Tevhid-Kudüs Ordusu soruşturmaları kapsamında yaptığı usulsüzlüklerin basın tarafından gündeme getirilmesi üzerine Zaman gazetesinin harekete geçtiği belirtilen iddianamede, 25 Şubat 2014’te “Bu andıcın hesabı sorulsun”, “Hoca Efendinin Avukatı Albayrak: Bunlar kara propaganda metodu”, “Suçlanan Savcı Çimen, bu şerefsizliktir” başlıklı haberlerin içeriklerinde, örgüt liderinin söylemlerini sütunlarına taşıdığı, kamuoyunda Gülen ve örgütü aleyhine ortaya çıkan tepkileri hafifletmeyi amaçladığı ve iddiaları savunan bir müdafi rolü oynadığı anlatıldı.

– 17-25 Aralık darbe teşebbüsünde Zaman gazetesi

İddianamede, 2013 yılı Nisan ortalarından itibaren FETÖ/PDY’nin medyada görevli üyelerinin bilinçli ve sistemli şekilde 17-25 Aralık 2013’te sözde “yolsuzluk” adı altında gündeme getirilecek iddiaların bir kısmını sosyal medyada şifreli ve imalı bir biçimde işlemeye başladığı, Mehmet Baransu, Emre Uslu, “Şefkat Tepe” adlı dizi, Abdülhamit Bilici, Bülent Korucu, Zaman Gazetesi Washington Temsilcisi Ali Aslan’dan verilen örneklerle anlatıldı.

Zaman gazetesinde köşe ve haber yazarlarının da 17-25 Aralık sürecinde olaya müdahil olarak algı mühendisliğine katkıda bulunduğu iddianamede belirtildi.

– FETÖ’nün yargı ve medya ayağı el ele 

İddianamede, görevi kötüye kullandığı ve usulsüz işlem yaptığı gerekçesiyle Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) kararı ile görevden alınan FETÖ/PDY üyesi yargı mensuplarının da Zamangazetesi aracılığıyla kamuoyunu yanlış yönlendirmeye ve toplumu kışkırtmaya kalkıştığı, Zaman gazetesinin “Yolsuzluk Dosyasından El Çektirilen Savcı Akkaş; Soruşturma Yapmam Engellendi” manşeti ve içeriğiyle bu konuda bir adım daha ileri gittiği kaydedildi.

FETO/PDY’nin kamudaki uzantılarının yavaş yavaş ortaya çıkması üzerine bu örgütü müdafaa görevinin de Zaman gazetesine düştüğü aktarılan iddianamede, 31 Aralık 2013’te “Paralel devlet kabul edilemez, varsa hükümet delillerini ortaya koymalı” şeklindeki manşet ve içeriğinin bunun göstergesi olduğu, Zamangazetesinin “Soruşturma yapmam engellendi” gibi manşetlerle algıya devam ettiği, FETÖ/PDY tarafından düzenlenen 17 Aralık darbe teşebbüsünün hemen arkasından 19 Aralık’ta Zamangazetesinin örgüte açık destek verdiği ifade edildi.

İddianamede, 17/25 Aralık sözde “yolsuzluk” operasyonlarında da hedeflerine ulaşamayan FETÖ/PDY üyeleri ve medyasının daha önce durdurmayı planladıkları MİT tırları için zamanın uygun olduğunu ve harekete geçme vaktinin geldiğini düşündükleri aktarıldı.

17-25 Aralık sürecinden sonra polis teşkilatında FETÖ/PDY üyelerinin tasfiye edilmesi süreci başlayınca TSK, jandarma, istihbarat ve adalet teşkilatı içerisindeki örgüt mensuplarının koordineli hareket ederek Türkiye Cumhuriyeti devleti ve hükümetini uluslararası camia nezdinde zor durumda bırakmak amacıyla MİT Müsteşarlığına karşı kumpas girişiminde bulunduğu kaydedilen iddianamede, bu süreçte FETÖ/PDY medyasının etkin olarak kullanıldığı belirtildi.

İddianamede, MİT tırlarına yönelik operasyonda perde arkasında kalmayı tercih eden Zaman gazetesinin FETÖ/PDY’ye yönelik operasyonların hız kazanmasıyla sahneye çıktığı, 11 Nisan 2015’te Zaman gazetesinde tutuklanan komutanın, sözde “Mitçiler dedi ki; tırlar açılırsa dünya ayağa kalkar.” başlıklı haber yayınlandığı, haberde yer alan “…Binbaşı M.F. bir MİT’çinin kendisine şunları söylediğini kaydetti: Bu tır ağzına kadar silah dolu, eğer açılırsa yarın hükümet düşer, yer yerinden oynar…” şeklindeki ifadelerle kamuoyunun dikkatinin yeniden bu meseleye çekilmek istediği, Cumhuriyet gazetesinin de 29 Mayıs ve 4 Haziran 2015’te  MİT tırlarına düzenlenmiş operasyonlara ilişkin görüntüleri yayınlandığı hatırlatıldı.

Proje Bilgi Formu

Bu projeyle ilgili daha fazla bilgi almak ister misiniz?
Formu doldurun, mesajınızı proje sahibine iletelim.

    Önceki yazıKanal İstanbul’un güzergahı…
    Sonraki yazı240 ay vade şansı devam ediyor!
    Yıldıray Gökkaya
    1975 İzmit doğumlu, 1996 İstanbul Üniversitesi mezunu, emlakrotasi.com.tr'nin kurucusu ve yayın yönetmeni. YeniBirlik Gazetesi Ekonomi ve Emlak Editörü.